Evde vakit geçirdiğimiz bugünlerde gezi planları yapmak için bolca vaktimiz var. Yeni seyahatler için ilham almak ve dünyanın en güzel, en popüler, en tarihi yerlerinde çekilen filmleri izlemek için bundan daha güzel bir fırsat olamaz.
Filmlerin diğer tüm popüler kültür öğelerine göre etkisinin daha fazla ve sürükleyici bir güce sahip olması nedeniyle tüm gezgin ruhlulara özel seyahat filmleri listesi oluşturduk. Avrupa'da bir gündoğumunu izleyebilir, Afrika çöllerinde bir safari turuna çıkabilirsiniz.
Birbirinden güzel ve etkileyici 50 seyahat filmi, size dünyayı geziyormuş hissi verirken her şeyin normale döndüğü günlerde seyahat etme ilham kaynağınızı da ateşleyecek. Seyahatin büyüsünü ve seyahat etmeye duyulan isteği artıran hikayelerle büyüleyici 50 seyahat filmli listeyi mutlaka bir yere not edin.
Hazırsanız başlıyoruz.
50. Roman Holiday (1953)
Bu siyah beyaz, bir klasik haline gelmiş film Roma Tatili seyahat filmleri listesinin de ilk sırasında geliyor. Filmde Audrey Hepburn ve Gregory Peck İtalya'nın birbirinden güzel sokaklarında keyifli bir aşkı anlatıyor. Audrey Hepburn'ün keşfedildiği film olma özelliğine Roma Tatili filminin gezginlerin üzerindeki rolü de yadsınamaz. Roma'nın sokakları, kiliseleri, sarayları ve birbirinden güzel kafeleriyle de dünyayı tanıştıran filmi seyahat filmleri rehberinize mutlaka eklemelisiniz.
Roma'yı dünyaya tanıtan film olarak da bilinen Roma Tatili filminde Roma'nın 1900'lü yılların ortalarındaki halini ve hemen hemen hiç değişmemiş olduğunu göreceksiniz.
49. To Catch a Thief (1955)
Kelepçeli Aşık, 1955 yapımı bir Alfred Hitchcock filmi. Fransız Rivierası'nın iki güzel şehrini doyasıya gezmiş gibi olacağınız Nice ve Cannes şehirlerinde çekilen filmde Grace Kelly başrolü oynuyor. Kendinizi Nice sahillerinde yürürken bulacağınız seyahat filmlerinin en güzellerinden biridir.
48. Doctor Zhivago (1965)
Doktor Jivago, 1965 ABD yapımı dramatik dönem filmidir. Rusya'nın geçirdiği dönüşüm evresini karakteri Jivago'nun üzerinden anlatan filmin, beş dalda Oscar ödülü bulunuyor. Moskova'nın zenginliğinden Uralların çiçekli kırsalına, rüzgârlı Sibirya tundrasına kadar Lean'in kamerası, Julie Christie'nin çekik gözlü Lara'sı kadar manzaraya da aşık.
Ekim Devrimi'nin belirsizliği ve baskısı altında dahi kendi yolundan şaşmayan, hayata aşkla bağlı bir şair/doktor sayesinde Rusya'nın en güzel manzaralarını ve mimarilerini bu filmde keşfedeceksiniz.
47. The Endless Summer (1966)
Sonsuz Yaz, 1966'da yayınlanan bir seminal sörf filmidir. Film yapımcısı Bruce Brown, iki sörfçü, Mike Hynson ve Robert August'ı dünya çapında bir sörf gezisine çıkarır.
Hawaii, Yeni Zelanda ve Güney Afrika gibi yerlere seyahat edeceğiniz filmde aynı zamanda sörf kültürü ve bunun turizm üzerindeki etkisini de görmüş olacaksınız. Filmde gösterilen Güney Afrika, Avustralya, Yeni Zelanda, Tahiti ve Hawaii gibi diğer yerler dünyanın dört bir yanını gezen sörfçülerin vazgeçilmez adresleri arasına girmişti.
46. Two For the Road (1967)
Seyahat filmi Aşk Yolu olarak çevrilen Two For the Road filmi, Stanley Donen tarafından yönetilen ve üretilen ve Audrey Hepburn ve Albert Finney'in oynadığı 1967 İngiliz romantik komedi-drama filmidir. Frederic Raphael tarafından yazılan film, Güney Fransa'ya bir yolculuğa çıkarken on iki yıllık ilişkilerini inceleyen bir karı kocayı anlatır.
Film, Saint-Tropez'e yapılan bir yolculukla başlar ve Fransa'dan geçerken izleyici Fransa'nın tüm güzelliklerini adeta yaşar.
45. Easy Rider (1969)
Seyahat filmleri arasında sevilen yapımlardan biri Easy Rider, başrollerini Peter Fonda, Dennis Hopper ve Jack Nicholson'ın paylaştığı 1969 ABD yapımı bir yol filmidir. Film, Wyatt'dan (Peter Fonda) ve Billy'den (Dennis Hopper) Meksika'dan Los Angeles'a ve New Orleans'a kadar olan yolculuklarında bir motosiklet günlüğü şeklinde geçiyor. Kısıtlı bir bütçeyle çekilen film, çöl manzaraları ve benzersiz güzellikteki kasabaları görmenizi sağlıyor.
İki maceraperest motorcu Amerika'nın güneyine doğru yolculuğa çıkarlar. Yolculukları esnasında Amerikan ruhunu rüzgar gibi arkalarına alıp ülkelerinin farklı yönleriyle karşılaşırlar ve yolda karşılarına çıkan her şey onları bu yolculuğa daha da bağlar.
44. Murder on the Orient Express (1974)
Şark Ekspresinde Cinayet filmi Türkler için önemlidir. Çünkü film Türkiye'den bir sahne ile başlıyor.
İlk sahneler, İstanbul Anadolu yakasındaki Salacak iskelesinde çekilmiş, Türk sinemasından bazı oyunculara da figüran olarak yer verilmiş. Söz konusu sahnede Nubar Terziyan, Vanessa Redgrave'e tespih satmaya çalışan satıcı olarak kısa bir sahnede yer almıştır. Bu sahne aynı zamanda Salacak İskelesi'nin ve semtin bir bölümünün 1970'lerdeki halini gösteren bir belge niteliği de taşıyor. 1974 Birleşik Krallık yapımı dedektif filmi olan Murder on the Orient Expres Agatha Christie'nin aynı adlı romanından uyarlanmıştır. 1930'lu yıllarda İstanbul-Paris arasında sefer yapan ünlü Şark Ekspresi'nde işlenen cinayeti konu ediniyor.
43. Raiders of the Lost Ark (1981)
Kutsal Hazine Avcıları olarak Türkçe'ye çevrilen Raiders of the Lost Ark, Steven Spielberg tarafından yönetilen 1981 yapımı macera ve aksiyon filmi oluyor. Filmde Arkeolog Dr. Indiana Jones, eski aşkı Marion’la beraber Nepal’den Kahire’ye kadar tuzak ve tehlikeyle dolu bir maceraya atılır. Gezginlere de Fransa ve Tunus'un en güzel karelerini izlemek kalır.
42. National Lampoon’s Vacation (1983)
National Lampoon's Vacation, 1983 yapımı komedi filmidir. Chicago banliyösünde yaşayan Griswold ailesi tatil için Walley World isimli eğlenci parkına gitmek üzere Los Angeles'a doğru yola çıkarlar. Ölüm Vadisi ve Büyük Kanyon'dan geçip Amerika'nın en güzel yerlerini göreceksiniz.
41. Romancing the Stone (1984)
Amazon'da Fırtına adıyla Türkçe'ye çevrilen Romancing the Stone 1984 Amerikan romantik komedi-macera filmi. Michael Douglas ve Kathleen Turner'ın başrol oynadığı macera Joan Wilder (Turner) kaçırılan kız kardeşini bulmak için Kolombiya'ya gittiğinde başlar. Güney Amerika'nın en güzel yerlerini bu filmle keşfedeceğinize eminiz.
40. Out of Africa (1985)
Meryl Streep ve Robert Redford'un başrollerini paylaştığı Benim Afrikam filmi, Birleşik Krallık ve Kenya'da, Shaba Ulusal Oyun Rezervi de dahil olmak üzere bu bölgelerde çekildi. Benim Afrikam, iki farklı insan arasındaki aşk ilişkisiyle sizi büyüleyecek.
39. Planes, Trains and Automobiles (1987)
Uçaklar, Trenler ve Arabalar 1987 yapımı komedi filmleri içinde ilk on sırada yer alan filmdir. Steve Martin, Şükran Günü öncesinde New York'tan Chicago'ya seyahatinde bir dizi seyahat kabusuyla karşı karşıya kalan Neal Page rolündedir. Tam bir Amerikan yol filmidir. Amerika'nın en güzel manzaralarını filmde görebilirsiniz.
38. Withnail & I (1987)
1987 yapımı kara komedi filmi olan Withnail and I, 1969 yılında Londra'da yaşayan ve aktörlük yapan iki gencin hayatlarını ve talihsiz maceralarını anlatır. Göller bölgesindeki kullanılmayan kır evine tatil yapmaya giderler.
Yaşadıkları sefil hayattan bir süreliğine uzaklaşıp tertemiz ve sakin bir tatil umarlarken, burada da yağmur hiç kesilmez, yine yiyecek bulamazlar, hiçbir konfor yoktur. İzleyiciye sunulan şey ise Kuzey İngiltere'deki Cumbria'nın ıssız, rüzgârlı güzelliği, kendi yarattıkları drama ve melankolik için mükemmel bir ortam.
37. Thelma & Louise (1991)
Thelma ve Louise, 1991 yapımı bir yol filmidir. Thelma & Louise, iki kadın yola koyularak, erkeklerden kaçıp kendi ürettikleri bir maceraya başlayarak dost film kavramını yeniden keşfetti. Meksika'ya gitmeye çalışan bu iki kadının özgün yol hikayesi birçok dalda da ödül kazanmıştır. Arkansas yol manzaraları eşliğinde kendinizi filmin içinde bulacaksınız.
36. The Adventures of Priscilla, Queen of the Desert (1994)
1994 Avustralya komedi-drama filmi olan Çöller Kraliçesi Priscilla, Avustralya Çölü eşliğinde üç tane tapılası kadının maceralarını ve yaşamlarını anlatıyor. Avusturalya'nın benzersiz güzellikteki muhteşem görüntülerini başrol oyuncularının renkli giyisileri ile renklendirilmiş olarak sergileyen, aynı zamanda hem travesti ve eşcinsel hem de baba olmanın çelişki ve zorluklarını işleyen acılı komikliği ile akıllarda tutulan başarılı bağımsız bir film.
35. Before Sunrise (1995)
Richard Linklater, gezinme ve konuşmayı yavaş sinema üçlemesinde bir sanat formuna dönüştürdü. Her şey, bebek yüzlü Ethan Hawke ve Julie Delpy'nin saatlerce Viyana'nın parke taşlı sokaklarında dolaşırken flört ve felsefe yaptığı bu sessiz, hoş film ile başladı. Şehir, Paris'in dokuz yıl sonra Sunset'ten önce ve Messenia, Yunanistan'dan, gece yarısından önce de olduğu gibi, romantizmdeki üçüncü karakter haline gelir. Her üç film de, kendi yaşamınızla ilgili algınızı yeniden düzenleme gücünün bir kanıtıdır.
34. The English Patient (1996)
İngiliz Hasta, 1992'de yayımlanmış olan Michael Ondaatje romanından uyarlanmış Oskar ödüllü bir filmdir. Savaş öncesi Mısır ve savaş sonrası İtalya arasında bir hikayesi olan yönetmen Anthony Minghella bize her iki mekanın ustalıkla hazırlanmış bakışlarını veriyor: Toskana'daki bombalanmış bir villa ve Mısır çölünün Arabistan esque süpürmelerini bu filmde göreceksiniz.
33. The Talented Mr. Ripley (1999)
1999'da çekilen The Talented Mr. Ripley ya da Yetenekli Bay Ripley, psikolojik gerilim türünde bir filmdir. 1950'leri anlatan film, Lazio'daki el değmemiş plajlarından en popüler kasabaların eski haline kadar, birbirinden güzel manzaralar sunuyor.
32. The Beach (2000)
Kumsal, 2000 ABD-İngiltere ortak yapımı, psikolojik gerilim ve macera türünde çekilmiş bir filmdir.
Genç Amerikalı bir maceraperest olan Richard'ın (Leonardo DiCaprio) seyahat için gittiği Tayland'ın başkenti Bangkok'ta kaldığı otelden Fransız turistlerle gittiği bakir bir tropik adada yaşadıklarını konu alıyor. Film çekimi Tayland'daki Phi Phi Adaları ve Phuket'te yapılmıştır.
31. Y Tu Mamá También (2001)
"Ananı Da!" adıyla Türkçe'ye çevrilen Y Tu Mamá También filmi, 2001 Meksika yapımıdır. İki delikanlının, yirmili yaşlarının sonlarında bir kadınla çıktıkları yolculuğu konu alan bir büyüme hikâyesidir. Gençlerin çıktıkları yolculuktaki deneyimlerine odaklanan ve yaşadıkları dünya ile birlikte kendilerini ve birbirlerini keşfetmelerini anlatan, fonuna günümüz Meksika’sını alan son derece önemli bir film. Meksika seyahati düşünenlerin de izlemelerini öneriyoruz.
30. Amélie (2001)
Paris, Amelie filminde bambaşka güzellikleriyle ele alınmıştır. Jean-Pierre Jeunet'in kamerası şehre şeker renkli lenslerle bakar, öncelikle Montmartre'nin dolambaçlı sokaklarından ilginç loner kahramanını (Audrey Tautou) takip eder. Kanal Saint-Martin'in yeşil sularından, Pigalle seks dükkanının korkunç kırmızı ışıklarına kadar her şey aydınlatılmış gibi görünüyor. Şehir hiç bu kadar rüya gibi görünmemişti.
29. L’Auberge Espagnole (2002)
Yurtdışında eğitim görmüş veya yaşamış olan herkes için, L’Auberge Espagnole'u (İspanyol Hanı) keşfetmek Rosetta Taşı'nı bulmak gibidir. Film, kendisini aramak için Barselona'ya giden Fransız bir öğrenci Xavier'i anlatıyor. Farklı ülkelerden altı farklı çağdaşla birlikte dev bir dairede işbirliği yaptı. Xavier, geleneklerini veya dilini paylaşmayan kadın ve erkeklerle birlikte yaşama sularında yüzüyor. Audrey Tautou'nun muhteşem bir Amélie cameo'suna dikkat edin.
28. Catch Me If You Can (2002)
Sıkıysa Yakala adıyla bilinen Catch Me If You Can Jr.'nin hayat öyküsünden esinlenilerek oluşturulan 2002 yapımı komedi-drama türünde bir filmdir.
Steven Spielberg'in yönetmenliğini üstlendiği filmde, 19 yaşında dahi olmayan Frank Abagnale Jr.'ın, Pan American World havayolu şirketinde pilot, Georgia'da doktor ve Louisiana'da savcı kılığına bürünerek milyonlarca dolarlık çek sahtekârlığıni nasıl yaptığı anlatılmaktadır. Dolayısıyla tüm bu şehirleri de ekranda göreceğiniz anlamına gelir.
27. Lost in Translation (2003)
Lost in Translation, tipik olarak güzel Sofia Coppola tarzında çekilen Tokyo'daki iki Amerikalı'nın (Bill Murray ve Scarlett Johansson tarafından mükemmel oynanan) tomurcuklanan dostluğunu anlatıyor. Lüks Park Hyatt otelinden neon dolu karaoke barlarına ve sokaklarına kadar, film Tokyo için bir turizm reklamı gibidir. Ama daha da önemlisi, milyonlarca insanla dolu bir şehirde bile, yalnızlığın melankolik bir tasviridir.
26. Under the Tuscan Sun (2003)
Ye Dua Et Sev olmadan önce, Under the Tuscan vardı. Film, evliliği dağıldıktan sonra İtalya'da bir villa satın alan kadının hikayesini anlatıyor. Frances (Diane Lane) muhteşem yeni evini yenilerken Amalfi Sahili'ne günübirlik geziler sizi oradaymış gibi hissettirecek. Toskana'ya taşınmak için her şeyi bırakma düşüncesi bu filmi izledikten sonra gözünüze çok saçma görünmeyebilir.
25. Sideways (2004)
Kaliforniya’nın muhteşem üzüm bağlarının cazibesi iyi bilinir (ve belgelenir), ancak şarap kültürünün hala münhasırlığı vardır. Şarap turu kahramanı aslında orta yaşlı bir slob olan, çok ilgili ve komik olan Sideways'i güzel yapan da budur. Film, harika karakterlerle harika bir hikaye anlatmanın yanı sıra, Santa Barbara'daki en güzel üzüm bağlarını ve tadım odalarını sergiliyor.
24. The Motorcycle Diaries (2004)
Her şey, arkadaşı Alberto Granado (Rodrigo de la Serna) ile Latin Amerika'ya yaptığı yolculuğa Che'nin gözlerini siyasi adaletsizliğe açan Ernesto "Che" Guevara (Gael García Bernal) için başladı. Yönetmen Walter Salles, Che anısına göre Andes dağ silsilesinden Machu Picchu'ya ve hatta San Pablo'da cüzamlı bir koloniye kadar Güney Amerika'daki önemli yerleri ve seyahatlerini filme aldı.
23. Little Miss Sunshine (2006)
Yaşlı kayınpederinizi, sessiz oğlunuzu, kardeşini, çok çalışan kocasını ve güzellik kraliçesi özlemleriyle ilginç kızı bir VW otobüsüne sıkıştırmaya ne dersiniz? Toni Collette tam da böyle yapıyor. Little Miss Sunshine, 2006, ABD yapımı komedi-drama filmi Küçük Gün Işığım, modern bir Amerikan ailesinin hikayesini anlatır.
Birbirlerine taban tabana zıt üyeleriyle ve çatışmalarıyla aslında hiç de öyle değildir. Küçük, akıllı ancak şişman kızları Olive'in tüm hayali ülkenin öteki yakasında düzenlenecek bir güzellik yarışmasına katılmaktır. Size bu yoldaki enfes manzaraları izlemek kalır.
22. The Darjeeling Limited (2007)
Wes Anderson, tüm Amerikan aile yolculuğunu Hindistan'da bir demiryolu yolculuğu olarak yeniden tasarladı. Alt kıtada dolaşan sıkışık bir trende yer alan Darjeeling, Rajasthan'ın geniş açık alanlarının zeminine karşı seyahat klostrofobisini yan yana getiriyor. Anderson'ın tuhaf ve güzel nesnelere olan sevgisi, Hindistan'ın renkli, yoğun estetiğinde kaybolacak; filmin en tutkulu görselleri çorak çöl ve dağ manzaralarında kendinizi bulacaksınız.
21. Into the Wild (2007)
Christopher "Alexander Supertramp" McCandless'ın Alaska vahşi doğasında ortadan kaybolması ve yok olmasının gerçek hikayesi, konuştuğunuz kişiye bağlı olarak şiirsel veya moronik olarak görülebilir. Ancak Sean Penn'in hikayeyi ele geçirdiği filmdeki temel güzellik ve ıssızlık hissini inkar etmek olmaz. McCandless olarak, Emile Hirsch raylara biner, Colorado Nehri'ni kanyonlar, karlı zirveleri toplar, Pasifik'e yarışlar ve klasik Amerikan kontrolsüz gezginlik - coşkulu, durdurulamaz bir vizyonu somutlaştırır.
Doğanın içinde bir yolculuğa çıkmış gibi olacaksınız.
20. In Bruges (2008)
Sinema, bize Belçika'nın en güzel şehri Bruges'da yaşayan İrlandalı Ray (Colin Farrell)'in hikayesini anlatıyor. Nazik, turistik güzelliği ile ortaçağ kenti, Martin McDonagh'ın karanlık komik mafya ve adalet hikayesi için beklenmedik bir ortam yaratır - ki bu elbette sadece daha komik hale getirir.
Brugge şehrinin harika manzaralarını ve eşsiz kadrajlarını kaydetmek ve film bittikten sonra bu şehri keşfetmek isteyebilirsiniz.
19. Vicky Cristina Barcelona (2008)
Woody Allen filmleri genellikle New York'ta çekilir ancak 2008'deki Vicky Cristina Barcelona için coğrafi vites değiştirdi. Film, Barselona'yı ziyaret eden iki genç kadının maceralarını ve müteakip aşk ilişkilerini gösteriyor ve şehir bir karakter haline geliyor. Bu turistlerin gözünden Barselona'daki bu muhteşem mimariyi ve manzaraları gördüğünüzde, bir uçağa atlamak ve hemen akustik İspanyol gitarını dinlemek isteyeceğinize eminiz.
18. Up (2009)
Up, Toy Story'de dijital bir “çizgi film” olarak işlenmiş olabilir, ancak bu bir çocuk filminden başka bir şey değildir. Kalbi kıran bir aşk ve kayıp hikayesi olan film, Carl'ın evden döndüğü zeplinle birlikte Güney Amerika'ya giderken ayrıcalıklı Carl'ı (Ed Asner tarafından crotchety mükemmellik için seslendirildi) ve genç arkadaşı Russell'ı takip ediyor.
Up, bu dünyadaki dev, mavi küre gibi herkesin üzerinde yüzdüğünüzü fark etmenizi sağlayan nadir seyahat filmlerinden biridir, belki de sizi yerçekimi dışında tutan hiçbir şey yoktur. Bir kutu mendil hazır olsun.
17. Up in the Air (2009)
George Clooney, bu filmde Ryan olarak rol alıyor. Takıntılı ve sık uçan yolcu, aynı zamanda bir milyon mil alma hedefine ulaşmaya çalışır.
Aklı Havada olarak çevrilen film, Walter Kirn'ün 2001 yılında yayınlanan Up in the Air isimli romanından uyarlanmıştır. Başrol kahramanının hayatı, Amerika'nın bir ucundan diğer ucuna havalimanlarında, otellerde ve kiralık arabalarda geçer. Bize de bu şehirleri ve seyahat serüvenini izlemek kalır.
16. Away We Go (2009)
Bebeklerinin doğumundan birkaç ay önce, Verona (Maya Rudolph) ve Burt (John Krasinski) ailelerini yetiştirmek ve mükemmel bir yer bulmak için bir yolculuğa çıkmaya karar verirler. Yolculukları onları Phoenix ve Tucson'dan Madison ve Montreal'e götürür; Film, Kuzey Amerika şehirlerinin harika bir turunun yanı sıra sevgi ve aileye dokunaklı bir övgüdür.
15. The Trip (2010)
İngiliz komedyen Rob Brydon ve Steve Coogan'ın oynadığı karakterlerin birbirlerinden pek hoşlanmayacağı hissine kapılıyorsunuz. Brydon ve Coogan, İngiltere'deki süslü restoranlarda yemek için yol gezisi yaparken, birbirlerinin şakalarını bir araya getiriyor ve yaşam, ölüm ve ilişkilerin anlamını düşündürüyor. Yolculuk filminde İngiltere'nin birbirinden ünlü ve leziz restoranları arasında yolculuğa çıkacaksınız.
14. Midnight in Paris (2011)
Paris'te Gece Yarısı, Owen Wilson tarafından canlandırılan Gil Pender ve nişanlısı (Rachel McAdams) ile Paris'e yaptığı geziyi konu edinir. 2011 yapımı romantik komedi-fantezi filminin yönetmenliğini Woody Allen üstlenmiştir.
Işıklar Şehri'ndeki birçok turist gibi, Paris'te bir gece yarısı yürüyüşü 1920'lerin edebiyatı arasında akşam eğlencesine götürüyor. Tabii ki bu bir zaman yolculuğudur ama geçmiş veya şimdi fark etmez, Paris her zaman büyüleyicidir.
13. The Best Exotic Marigold Hotel (2011)
Dulluk ve yaşlanmanın gerçekleri ile karşı karşıya olan bir avuç İngiliz, emekliliğini tatil kafasına çevirmeye karar verir.
Evde emeklilikle gelen tembelliğe ve umutsuzluğa yenik düşmek yerine, Hindistan Jaipur'daki Marigold Hotel'in, görkemli bir tatil vaat eden reklamlarından sonra kendilerini Hindistan'da bulurlar. Karışık aşk hikayeleri ve kalabalığın hoşuna giden bir topluluk tarafından sunulan ve seyahatin bizi ne kadar derinden etkileyebileceğini kanıtlayan sevimli bir filmdir.
12. The Secret Life of Walter Mitty (2013)
Seyahat film önerileri arasında en seveceğiniz seçeneklerden biri bu olacak.
Walter Mitty, hayal gücünün yaratamayacağı bir yolculuğa çıkarken, hayali, iş yüklü bir Life dergisi çalışanı (Ben Stiller tarafından oynanan) olmasının ardından "Wanderlust" anlayışını hayata geçirmek ister. Mitty, Manhattan sokaklarından Grönland'a, İzlanda'ya ve hatta Himalayalar'a gider. Bu, en küçük gezgini bile etkisi altına alacak çarpıcı, fantastik bir filmdir.
11. The Grand Budapest Hotel (2014)
Sinematik dünyadaki kurgusal otellerden hiçbiri, Wes Anderson'ın hiperstilize konfeksiyon olan Grand Budapest Hotel'in birinci sınıf hizmetine rakip olamaz. Büyük Budapeşte Oteli filmini izledikten sonra Budapeşte'ye gitmek ve bu oteli bulmak istiyorsunuz. Dünya standartlarında bir yemek odası ve pembe cepheyle tamamlanan otel, başarısının çoğunu tüm zamanların en özel kapıcısı Monsieur Gustave (Ralph Fiennes)'e borçludur.
10. Tracks (2014)
Tracks, John Curran'ın yönettiği, Mia Wasikowska ve Adam Driver'ın oynadığı 2013 Avustralya drama filminin Türkçe'deki adı Çöldeki İzler'dir.
Mia Wasikowska, sadece dört deve ve şirket için sevilen bir köpekle Batı Avustralya'nın nefes kesen manzarasını dolaşır. Davidson’un tek başına çıktığı bu yolculuğu, 70’lerde bir kadın için bir filmin ötesindeydi ve bugün hala inanılmaz derecede ilham verici.
9. Wild (2014)
Reese Witherspoon, annesinin yıkıcı kaybından sonra Pacific Crest Trail'de 1100 mil yürüyüş yapan bir yazar olan Cheryl Strayed rolünde botu ve dev bir sırt çantası ile yollara düşüyor.
Film, Strayed'in aynı adı taşıyan ve en çok satan 2012 kitabına dayanıyor. Strayed, tozlu Mojave, çılgın ormanları, karlı alanları ve çamurlu izleri geçiyor, ayak tırnaklarını kaybediyor ancak kendi hayatı zihinsel netlik kazanıyor ya da en azından kendini kabul ediyor.
8. Spectre (2015)
Spectre, Eon Productions tarafından üretilen 24. James Bond filmidir. Daniel Craig'in James Bond olarak rol aldığı 4. filmidir.
Geçmişten gelen şifreli bir mesaj James Bond’u Mexico City şehrine ve sonunda, güzel Lucia Sciarra ile tanışacağı Roma’ya sürükler.
7. Carol (2015)
İngiliz-Amerikan romantik dram filmi Carol, 1952'nin New York'unda geçen film fotoğrafçılığa hevesli genç bir kadının zor bir boşanma yoluna giden yaşlı bir kadınla ilişkisini anlatıyor. Temel çekimler Mart 2014'te Cincinnati, Ohio'da başladı ve 34 gün sürdü. Filmin sahneleri sizi Ohio'nun en güzel yerlerine götürüp bırakacak.
Fotoğrafçı Therese (Rooney Mara) ile kısa süre sonra boşanacak olan Carol (Cate Blanchett) arasındaki yasak ilişki, çifti New York City'den Ohio, Illinois ve Iowa'ya götüren dolambaçlı bir yolculukta güçleniyor. Tam bir seyahat filmi.
6. Call Me By Your Name (2017)
Beni Adınla Çağır, 2017 çıkışlı romantik drama filmidir.
1983 yılında İtalya'da geçen Beni Adınla Çağır, 17 yaşındaki Amerikalı İtalyan Elio Perlman (Timothée Chalamet) ile babasının Amerikalı asistanı Oliver (Armie Hammer) arasındaki romantik ilişkiyi anlatmaktadır.
Filmdeki olayların geçtiği yer romanda Bordighera olmasına rağmen, filmde bu durum Guadagnino'nun yaşadığı yer olan Crema, Lombardy'ye olarak değiştirldi. Guadagnino hikâyenin orijinal tarihi 1987 olmasına rağmen, "İtalya'da, 1970'ler ile ilgili güzel olan her şeyin kesinlikle yok olduğu" ve "1980'lerde Reagan ve Birleşik Krallık'ta Thatcher'ın dönemlerindeki yozlaşmanın karakterlere dokunmadığı bir yıl" olarak açıkladığı 1983'te çekmeye karar verdi.
Yüz yıllık meydanlarda bisiklet sürmek, Garda Gölü'nde fosil dalışı sizi yepyeni seyahatlere götürecek.
5. Roma (2018)
Alfonso Cuarón'un yönettiği bir diğer Meksika merkezli film olan Netflix’in Romanı, 1970'lerde Mexico City'de (Cuarón memleketi) hizmetçi olarak çalışan yerli bir kadın olan Cleo'nun hikayesini anlatıyor. Siyah-beyaz şaheser, CMDX'in Colonia Roma semtine dair bakışlar sunar, kepenkli ev cepheleri ve çatıların üstündeki ipte çamaşırlar çırpınır. Colonia Roma bugün biraz daha soylu olsa da (çok sayıda kahve dükkanı ve Airbnb mülkü düşünün), Cuarón'un filmi yaklaşık 50 yıl önce büyüdüğü mahalleyi mükemmel bir şekilde yakalar.
4. Crazy Rich Asians (2018)
Çılgın Zengin Asyalılar, nişanlısının varlıklı ailesiyle tanışmak için Singapur'a seyahat eden Çinli Amerikalı bir profesör Rachel Chu'nun hikayesini anlatıyor.
Singapur'un eski para elitleri dünyası yat partileri ve kraliyet düğünleriyle doludur ancak tüm bu savurganlık arasında Rachel ve izleyiciler, şehrin en büyük ve en popüler yerlerine de göz atmaktadır: Bay Gardens, Chinatown's Marina Bay Sands'in sonsuzluk havuzu pastel renkli dükkanlar ve merkez bankası sokak yemekleri.
Filmi izlediyseniz ve hemen bir sonraki Singapur seyahatinizi araştırmaya başladıysanız, yalnız değilsiniz: Orbitz'in filmin prömiyerini izleyen hafta içinde şehre yapılan soruşturmalarda % 20'lik bir artış gördüğü bildirildi.
3. Midsommar (2019)
Midsommar, 2019'un en rahatsız edici filmlerinden biriydi. Ancak tüm tüyler ürpertici kült ritüelleri arasında iki şey güzelce parladı: Florence Pugh’un performansı ve İsveç'in güneşli kırsal alanı. (Hårga köyünün çoğu sahnesi aslında Budapeşte'nin hemen dışında çekildi, ancak film yapımcıları kesinlikle Haziran ayında İsveç'i ziyaret etmek istememizi seçtiler)
İskandinavya'nın ünlü gece yarısı güneşi, zamanı çarpıtmak ve izleyicileri rahatsız etmek için bir araç olarak kullanıldı, ancak eminim İsveç'in kuzeyindeki dekore edilmiş çiftlik evlerine, yemyeşil çayırlara ve iğne yapraklı ormanlara ciddi bir ışık tuttu.
2. The Farewell (2019)
Altın Küre ödüllü Awkwafina, bu filmde Çin-Amerikan deneyimi, ailenin gücü ve keder karşısında önemi hakkında bolca yıldızı hak ediyor. Film, Çin'in kuzeydoğusundaki Changchun'daki büyükannesini ve geniş ailesini ziyaret etmek için New York'taki evinden giderken Billi'yi (Awkwafina tarafından oynanan) anlatıyor.
Büyükannesi Nai Nai'yi ziyaret eden Billi, Çin yaşamına ve büyükannesinin her zaman hayatta olmayabileceği gerçeğine uyum sağlamak için mücadele eder. Kesinlikle bir gözyaşı sarsıntısı olabilir ama aynı zamanda komik, tatlı ve nihayetinde kalpleri ısıtan bir hikaye vardır.
1. Once Upon a Time...in Hollywood (2019)
Quentin Tarantino’nun filmleri kurgudan çok mekan ve karakter gelişimine odaklanma eğilimindedir ancak yönetmen hala konumunun karmaşık hikayelerine nasıl dahil edileceğini biliyor. Bu tekniğin en iyi örneği son filmi Once Upon a Time… Hollywood'da görülebilir.
Tarantino, yalnızca ruh hali ve dile güvenmek yerine, Hollywood Bulvarı boyunca yapılan geziler ve 1960'ların sonlarında bir Los Angeles şehrinde yürüyormuş hissi vermek için Westwood Village gibi tanınan alanların arka planlarını kullanıyor.
Seyahat filmleri öneri listesi gezgin ve gezgin ruhlulara özel olarak hazırlanmış dev bir film arşividir. Sizin için her filmin IMDb puanını da ekledik.
Herkese iyi seyirler, bol seyahatler.
İçerik kaynağı: https://www.cntraveler.com/galleries/2015-01-07/50-best-travel-films-of-the-past-50-years
